10.07.2016

MUHTEŞEM DÜNYA


"Thomas oturdu ve denize baktı. ... Sonra, daha güçlü bir dalga onu ıslattığında, o da kum tepeciğine indi ve onu anında yutan çalkantılı suların içine süzülüverdi." 
Maurice Blanchot - Karanlık Thomas

Ve bir su olmuş akıyor bugün,
Unutulmayan, karanlık bir avuntuda sürüklenişi.
Kıyıya devrilişi, selin içinde batıp-çıkmışlığı.
Yükseliyor bir cesetle birlikte umursamaz bir yüzün
kayıp gitmekten beter bulunduğu anlam keşmekeşi.
Orada olan oradadır,
Kalır bir görünümün günden güne eriyen varlığı;
Yarım olur, az olur, azalır:
Burada, ey biz, insan,
Yok olmak adına vardır.

Oluyor ve hırslanıyor;
Olsun bir sel, olsun bir uçuşun gölgesi.
Akmak olsun, akmaktan olmadan önce,
Geçmek olsun önce, göçmekte olmadan.
Batıyor bir uzağa, bir uzakta,
Ayırt edilemez bir yokluğa,
Dahası düşünülemez bir yoklukta.
Uçsuz bir okyanusta,
Yüzüyor herkes gibi, her şey gibi.
Görüp kırpıyor gözünü,
Yok ediyor ve var ediyor bir an için;
Orada olmak ve yok olmak,
Okyanusun kanunu, sellerin sonu.

Kayboluyor sonunda,
Bulunduğu yerden ırak olmadan
Gitmiş halde en uzağa,
Kaybediyor kendini, buluyor.
Bir sınırın sürekli denetlenmesinden kaçmanın adı bu:
Teslim olmak ya da reddetmek hattın varlığını.
Neye yarar keyfi bir farklılığın bulunuşu,
Kıyı nihayetinde yol olur,
Varlığından kaçan,
Sonsuz bir kıyıda kendini bulur. 
                                                
                                                Baki Karakaya