6.14.2014

İZLANDA İNAYETİ



I.
Bir susuzluk-san
Keyfî bir açığa kavuşmanın son damlasını tüketmiş
Şimdi konuşuyor, şimdi gülmenin dalından tutunuyor-san
Bil, derim ben; ki böyle uzun uzadıya bir ağartıyı kaldırmak için
Nefesin biraz daha
Biraz daha mezarlıktan ödünç alınmış buluta benzesin.
Kim diyor-san, cevabı bir asırdan kısa zulümlerin,
Yani gülmen için ağlatılmayı, kahrolmayı çevreleyen kara.
Sen de gülersin, ölüyor-san; seninle bir olmuş zehri görüyor-san.

II.
Öyle ki, dokunulamıyor
ve sözcükler yakınlaşamıyor
Her bir dışarıya çözümlenişinde boyunun, boynunun,
daha fazlası hariçten
Olmayan yaşamını çeviriyor-san
Oldukça anlamsız kelimelere ithafen,
Bir yerden mahrum, ancak tek bir yerden.
Derken failsizliğinden muzdarip olup
Her ağaca, her kara, kışa selam veriyordur kurulan hayalin.
Hayalin,
Hayalinden gayrı neye sahip-sen
Kaç.
Kolu kırılan köle gibi; korkmadan,
Uzaklaşmadan.
Sonrasından ziyade,
Olmadıysa son.
Son-u
Olamaz ya bir küskünlüğün.
                                                 Baki Karakaya