I.
Bir susuzluk-san
Keyfî bir açığa kavuşmanın son damlasını tüketmiş
Şimdi konuşuyor, şimdi gülmenin dalından tutunuyor-san
Bil, derim ben; ki böyle uzun uzadıya bir ağartıyı kaldırmak için
Nefesin biraz daha
Biraz daha mezarlıktan ödünç alınmış buluta benzesin.
Keyfî bir açığa kavuşmanın son damlasını tüketmiş
Şimdi konuşuyor, şimdi gülmenin dalından tutunuyor-san
Bil, derim ben; ki böyle uzun uzadıya bir ağartıyı kaldırmak için
Nefesin biraz daha
Biraz daha mezarlıktan ödünç alınmış buluta benzesin.
Kim diyor-san, cevabı bir asırdan kısa zulümlerin,
Yani gülmen için ağlatılmayı, kahrolmayı çevreleyen kara.
Sen de gülersin, ölüyor-san; seninle bir olmuş zehri görüyor-san.
Yani gülmen için ağlatılmayı, kahrolmayı çevreleyen kara.
Sen de gülersin, ölüyor-san; seninle bir olmuş zehri görüyor-san.
II.
Öyle ki, dokunulamıyor
ve sözcükler yakınlaşamıyor
Her bir dışarıya çözümlenişinde boyunun, boynunun,
daha fazlası hariçten
Olmayan yaşamını çeviriyor-san
Oldukça anlamsız kelimelere ithafen,
Bir yerden mahrum, ancak tek bir yerden.
Derken failsizliğinden muzdarip olup
Her ağaca, her kara, kışa selam veriyordur kurulan hayalin.
ve sözcükler yakınlaşamıyor
Her bir dışarıya çözümlenişinde boyunun, boynunun,
daha fazlası hariçten
Olmayan yaşamını çeviriyor-san
Oldukça anlamsız kelimelere ithafen,
Bir yerden mahrum, ancak tek bir yerden.
Derken failsizliğinden muzdarip olup
Her ağaca, her kara, kışa selam veriyordur kurulan hayalin.
Hayalin,
Hayalinden gayrı neye sahip-sen
Kaç.
Kolu kırılan köle gibi; korkmadan,
Uzaklaşmadan.
Sonrasından ziyade,
Olmadıysa son.
Son-u
Olamaz ya bir küskünlüğün.
Hayalinden gayrı neye sahip-sen
Kaç.
Kolu kırılan köle gibi; korkmadan,
Uzaklaşmadan.
Sonrasından ziyade,
Olmadıysa son.
Son-u
Olamaz ya bir küskünlüğün.
Baki Karakaya